Özellikle de kişinin maddiyat yüzünden kendini sorunda hissettiği veya bir şey almak isteyip de alamadığı yetersizlik zamanlarında.
Borca girmekten şiddetle uzak duran kişiler bile bu şekilde büyük büyük borçlar altına girmeyi göze alabiliyor. Örneğin; hayalini kurduğu yeni arabayı almayı o denli çok istiyor ki “aman, nasıl olsa herkes borçla mal mülk sahibi oluyor, ötekiler de benzer biçimde elbet ben de borcumu öderim” diye düşünerek bir hevesle sayfalarca kağıdın altına imzasını atıyor. Veya bilmiyorum kaç yıl sonra kendi parasıyla istediği işi kurabilecekken yine aceleci davranıp ödeyip ödeyemeyeceği muallakta olan borçlara giriyor. Anlayacağınız; bir süre olmasa bile sonunda bir çok birey “borçlu” olmanın şeytani albenisine kapılıyor ve adımını bile bile kurtulması zor olan bir tuzağın içine atıyor. Dolayısıyla borçlu olan hemen her insanın yaşadığı olumsuz sonuçlarla karşılaşıyor.
Kısacası, borca girerek hayatını daha iyi noktalara taşımak, doğrusu güzelleştirmek isteyen pek çok fert aslında onu daha kötü noktalara sürüklüyor. Oysaki bu büyük hata yapılmasa, kısaca borca girilmese, yaşamın çok daha güzel olduğu anlaşılamıyor. Hatta o denli güzel ki fert yalnız bu avantajları yaşayabilmek için bile borca girmeden önce defalarca düşünmeli. Peki, neden mi bu kadar borçsuz kalma yandaşıyım? İsterseniz, ona da aşağıdaki başlıkları inceleyerek karar verin. Zira derhal şimdi “borçsuz olduğunuzda yaşam neden daha güzel” sorusunun yanıtlarına bakacağız.
ÇÜNKÜ İSTEDİĞİNİZ KADAR ÇALIŞABİLİRSİNİZ!
Borçsuz olduğunuzda yaşam daha güzel; çünkü dilediğiniz kadar çalışma özgürlüğüne sahip olursunuz. Bununla demek istediğim; borçlu kişiler şeklinde kendinizi haddinden fazla çalışmak zorunda hissetmezsiniz. Veya ne bileyim, nefret ettiğiniz bir işte bir ömür geçirmek zorunda kalmazsınız. İsterseniz; işinizi değiştirebilir, bu zaman aralığında işsiz kalsanız da borcunuz olmadığı için çok fazla sıkıntı çekmezsiniz.
Ek işler yapmak zorunda kalmaz, tatil günlerinde kendinizi ekstra para kazanmak zorunda hissetmez, akşam eve gitmek yerine fazla fazla mesai yapmak durumunda kalmazsınız. Uzun sözün kısası; borcunuz olmadığında kendinizi iş hayatında çok daha özgür hisseder ve bu ayrıcalığınız sayesinde farkına varmazsanız bile öbürlerinden daha verimli çalışırsınız.
HALA GENÇKEN EMEKLİLİĞİN KEYFİNİ ÇIKARTABİLİRSİNİZ!
Evet, borçsuz olduğunuzda hala gençken emekli olmanın keyfini yaşayabilirsiniz. Aslına bakarsak burada kast ettiğim 2 farklı avantaj var. Birincisi; borcunuz olmadığında emekli olmak için gereken gün sayınızı bitirdikten sonrasında çalışmamayı tercih edebilirsiniz. Nitekim durumu emeklilik yaşını evinde beklemeye izin veren pek çok kişinin bu seçeneği tercih ettiğini tamamımız biliyoruz. Öteki taraftan; borçsuz olduğunuzda yaşınız geldiği zaman, yani aslen olması ihtiyaç duyulan zamanda iş yaşamına veda edebilir, emeklilik günlerinizin keyfini rahatça yaşayabilirsiniz.
Yani borçtan başını kaldıramayan insanlar şeklinde emekli olmanıza karşın çalışmaya devam etmek durumunda kalmazsınız. Neticede; ülkemizde yaşı evde oturup dinlenmeyi gerektiren ama hala para kazanmaya çalışan ne kadar çok emekli olduğunu biliyorsunuz değil mi? İşte onlardan biri olmamak için hiç borca girmemeli yahut var olan borçlarınızdan bir an önce kurtulmalısınız.
GEREKSİNİMLERİNİZİ İSTEDİĞİNİZ GİBİ KARŞILAYIN!
Borçsuz olduğunuzda yaşam kesinlikle daha güzel çünkü bu şekilde gereksinimlerinizi istediğiniz gibi karşılayabiliyorsunuz. Besin, sıhhat, eğitim gibi temel ihtiyaçlarınız konusunda endişelenmek zorunda kalmıyor, faturalarınızı ödeyememe gibi endişeler yaşamıyorsunuz ve borçlu insanlara göre çok daha rahat yani huzurlu yaşayabilirsiniz. Çocuklarınızın muntazam bir şekilde eğitim almalarını sağlıyor, onların başarılı yetişkinler olmaları için önlerine bir sürü fırsat sunabiliyorsunuz. Peki, ya borçlu kişiler? Onlar da bu ayrıcalıklara sahip mi dersiniz?
